Çinlilerin
elinden çıkan İsveçli Volvo ya da Hintlerin ürettiği İngiliz Jaguar… Batı’nın
köklü markaları artık Doğu’ya yol alıyor. Bu akım uzunca bir süre de dinecek
gibi gözükmüyor.Volvo
Cars’ın direksiyonuna Çinlilerin geçmesi, herhalde adına küreselleşme denilen oyunun
en ironik yanlarından biri. İskandinavların milli gururu yoluna Geely yönetiminde devam edecek. Otomotiv dünyası şimdi, güvenlik
söz konusu olunca ilk akla gelen markanın geleceğini merakla bekliyor. Geely
Başkanı Li Shufu, bugün her araçta standart olarak sunulan emniyet kemeri, ABS
fren sistemi gibi buluşların sahibi Volvo’nun temel değerlerine bağlılıklarını
sürdüreceklerine söz verdi. Ancak bu kelama ne kadar sadık kalınacağını elbette
zaman gösterecek. Bir tarafta kalite ve kusursuz mühendisliği düstur edinmiş
İsveç endüstrisi, diğer tarafta adını taklit ve kalitesiz ürünlerle dünyaya
duyuran Çin sanayisi. Bakalım bu ilginç karmadan nasıl bir sonuç çıkacak!
ARAŞTIRMA - Batılı markaların Doğulu yeni sahipleri
0
yorum
8 Haziran 2012 Cuma
zaman:
17:18
-
Edit entry?
ARAŞTIRMA - Bedavaydı, satılacaktı, kiralanıyor
0
yorum
17 Mayıs 2012 Perşembe
zaman:
12:18
-
Edit entry?
Boğaz Köprüleri, hem banknot matbaası hem vaat fabrikası gibi çalıştı. Önce
“bedava olacak” sonra “fiyatlar yarı yarıya düşecek” dendi. Bir dönem satılmak
istendi. Özelleştirme için düğmeye basılınca tekrar gündeme geldi. Üstelik şimdi
pakete otoyollar da dahil. 1973’ten bu yana iki kıtayı birbirine bağlayan
Boğaziçi Köprüsü’nün eksikliğinin en çok hissedileceği alanlardan biri ulaşım
ise diğeri de şüphesiz siyaset olurdu. Zira Boğaziçi Köprüsü kadar siyasi
literatüre ve vaade malzeme olan bir yapı herhalde çok azdır. 29 Ekim 1973'ten sonra uzun bir süre hep
aynı vaat verildi:
ARAŞTIRMA - En demir leydi kim?
0
yorum
11 Mayıs 2012 Cuma
zaman:
17:19
-
Edit entry?
Sadece kendi vatandaşları değil bütün dünya pür
dikkat onun ağzından çıkacak birkaç lafa bakıyor. Şu sıralar o, dünyanın en
güçlü kadını. 1871 yılında Almanya'nın
modern bir devlet olmasından bu yana ülkeyi yöneten ilk kadın başbakandan, II.
Dünya Savaşı'ndan bu yana şansölye koltuğuna oturan en genç insandan, Angela Merkel’den bahsediyoruz. Hemen tüm
dünya liderleri küresel kriz kasırgasında zarar gören gemilerini, Avrupa’dan
gelen ikinci dalgaya hazırlamakla meşgulken, o kurtarıcılığa soyundu. Kusursuz
fırtınada ufak tefek hasarlara karşın gemisini başarıyla yüzdüren Angela Merkel,
esasen gemiyi değil limanı kurtarmanın derdine düştü.
ARAŞTIRMA - Lütfen servise uğrayın!
0
yorum
25 Nisan 2012 Çarşamba
zaman:
11:27
-
Edit entry?
İşin ucu gelip
emniyete dayanınca otomotiv devleri işi şansa bırakmıyor. Bugüne kadar yüz
milyonlarca araç üretim hataları veya olası riskler için geri çağrıldı. Problem
bazen emniyet kemeri, bazen bir sızıntı bazen de küçük bir örümcekti. ABD
Ulusal Otoyolu Trafik Güvenliği İdaresi (NHTSA)... Otomobil üreticilerinin
önünden bile geçmek istemediği bir kurum. Eğer ürettiğiniz araçları satın alan
birkaç kişi telefonu kaldırıp da NHTSA’ya şikayette bulunursa markanızı oldukça
zor günlerin beklediğini söylemek yanlış olmaz. Bu aşamadan sonra
yapabileceğiniz tek şey var. O da ellerinizi açıp çok sayıda araba satmamış
olmak için dua etmek. Ya da yeryüzünde logonuzu taşıyan milyonlarca aracı geri
çağırıp hem maddi hem manevi oldukça külfetli bir süreci yönetmek.
ARAŞTIRMA - Böcek kaçakçıları cirit atıyor
0
yorum
6 Nisan 2012 Cuma
zaman:
12:51
-
Edit entry?
100 bin tür böceğe, 4 bin 800’ü endemik 12 bin 800 tür bitki cinsine sahip Türkiye kaçakçıların gözdesi oldu. Koleksiyonerler ve doğa tarihi müzeleri böceklerin baş alıcısı. Anaç olarak kullanılan soğanlı ve yumrulu bitkiler ise önce çoğaltılıyor sonra tanesi onlarca euro’ya satılıyor. M.Ö. 2640 yılında, Çin İmparatoru Hoangti, bir tırtılın dut yaprağı yediğini ve koza ördüğünü görünce konuyu inceleme görevini Kraliçe Xi Ling Shi’ye verir. Kraliçe çay fincanına düşerek yumuşayan kozadan iplik elde edilebileceğini keşfeder ve böylece ipeğin günümüze kadar süren serüveni başlar. İpek Yolu sayesinde kumaşlar karadan batıya ulaşır. Yurt dışında lüks tüketim maddesi olarak kullanılmaya başlayan ipek sayesinde büyük ün ve para kazanan Çin, ipekböcekçiliğini devlet sırrı sayar. Bilginin Çin toprakları dışına kaçırılması ölümle cezalandırılır.
ARAŞTIRMA - Fiyat bahane vergi şahane
0
yorum
30 Mart 2012 Cuma
zaman:
12:56
-
Edit entry?
Konu, Türkiye'deki vergi sisteminden her açıldığında mevcut durumun çarpıklığından bahsedilir. Patronundan çalışanına kadar herkes şikayetini dile getirir. Doğal olarak otorite de savunma için argümanlarını ortaya koyar. Geçtiğimiz aylarda açıklanan Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) verileri de adaletsizliği bir kez daha gözler önüne serdi. Örgütün çalışmasına göre, dolaylı vergi cenneti konumundaki Türkiye'de kazançlardan vergi alınamıyor. Türkiye, organizasyona üye 34 ülke arasında vergi yükünde yüzde 26 ile sondan altıncı sırada yer alırken, Danimarka yüzde 48,2 ile birinci. En düşük vergi yüküne sahip ülke ise yüzde 18,1 ile Meksika. Hem dolaylı hem dolaysız yani toplam vergi yükünde atmosfer bu. Ya sınıf sınıf bakıldığında…
ARAŞTIRMA - Bir trilyon dolarlık ayak izi
0
yorum
9 Mart 2012 Cuma
zaman:
15:56
-
Edit entry?
Houston bir sorunumuz var. Hemen her uzay filminde astronotun bu çağrısını kulaklığında duyan becerikli NASA ekibi harekete geçer ve sorun çözülürdü. Mekiğin Kennedy Uzay Üssü’ne teker koymasıyla birlikte seyircinin adrenalin miktarı da eski seviyesine dönerdi. Fakat bu seferki problem pek öyle kolay çözülecek gibi görünmüyor. Zira sorun teknik değil mali… Çağrı ise uzayın derinliklerinden değil Beyaz Saray’dan. Başkan Barack Obama, George Bush döneminde başlatılan ve ABD astronotlarının 2020’de Ay’a indirilmesini öngören The Constellation (Takımyıldızı) projesinden vazgeçmiş görünüyor. Başkan’a göre proje tahmin edilenin çok üzerinde para yutuyor ve diğer uzay programlarının bütçelerini tehdit ediyor. NASA’nın (Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi) Ay yerine artık Mars ve diğer keşiflere ağırlık vermesini isteyen Obama, uzay ulaşımını da özel şirketlere bırakmayı düşünüyor.
ARAŞTIRMA - Beşinci nesil sorti
0
yorum
1 Mart 2012 Perşembe
zaman:
16:32
-
Edit entry?
"Hava kumandasına sahip bir düşmana karşı savaşmak zorunda kalan, en modern silahlara sahip olsa bile, ancak modern Avrupa askerlerine karşı dövüşen bir vahşi kadar başarı oranına sahiptir." Müttefik kuvvetlerin “Çöl Tilkisi” lakabıyla andığı Nazi Generali Erwin Rommel, hava kuvvetlerinin etkisini bu sözlerle anlatıyordu. Çünkü Britanya üzerindeki yetersiz hava üstünlükleri, Naziler’in adayı işgalini imkânsız kılmış ve savaşın seyrini değiştirmişti. Almanlar, II. Dünya Savaşı’nın sonuna doğru hizmete soktukları ilk jet avcı uçağıyla (Messerschmitt Me 262) kaderlerini belki değiştiremediler fakat havacılıkta yeni bir dönemin kapılarını araladılar.
ARAŞTIRMA - Gişenin efendileri
0
yorum
21 Şubat 2012 Salı
zaman:
14:09
-
Edit entry?
Film bitip jenerik akmaya başladığında beyaz perdenin ardındaki ekonomi de yavaş yavaş deşifre olmaya başlıyor. İnsan bir an düşünüyor. Binlerce kişilik ekip, on binlerce salon, yüz milyonlarca seyirci… Peki bu rakamların parasal karşılığı ne? İşte yanıtı…
Sinema dünyayı değiştiremez ama sinema seyircisi değiştirebilir… Yedinci sanatın ikna gücünün nelere yol açabileceğini bu tek cümleyle özetlemişti Polonyalı usta yönetmen Kieslowski. Usta sinema adamının sözünü ettiği kudreti ilk keşfeden Sovyet devriminin mimarı Lenin olsa da ne var ki bu gücü bugüne kadar en etkin karşı safındakiler kullandı. Günden güne güçlenen Amerika’nın bacasız sanayisi, sadece kendi insanlarını etkilemekle kalmadı, tüm dünyayı tesir altında bıraktı. Kitleleri fikren sarsmak mutlaka önemli fakat beyaz perdenin iktidarının altında salt propaganda yatmıyor.
Sinema dünyayı değiştiremez ama sinema seyircisi değiştirebilir… Yedinci sanatın ikna gücünün nelere yol açabileceğini bu tek cümleyle özetlemişti Polonyalı usta yönetmen Kieslowski. Usta sinema adamının sözünü ettiği kudreti ilk keşfeden Sovyet devriminin mimarı Lenin olsa da ne var ki bu gücü bugüne kadar en etkin karşı safındakiler kullandı. Günden güne güçlenen Amerika’nın bacasız sanayisi, sadece kendi insanlarını etkilemekle kalmadı, tüm dünyayı tesir altında bıraktı. Kitleleri fikren sarsmak mutlaka önemli fakat beyaz perdenin iktidarının altında salt propaganda yatmıyor.
ARAŞTIRMA - Çinliler ipin ucunu kaçırdı
0
yorum
15 Şubat 2012 Çarşamba
zaman:
12:35
-
Edit entry?
Arabadan telefona, saatten ilaca popüler olan ya da talep duyulan her ürünü kopyalamakta oldukça mahir sayılan Çinliler şimdi de satış ve pazarlamaya el attı. Dünyaca ünlü markaların sahte veya benzer mağazalarıyla Çin’de karşılaşmak artık olağan bir gelişme.
Öğrencinin ustasının eserini kopyalayarak işe başlaması kaçınılmaz bir süreçtir. Çok da fazla yadırganmaz aslına bakılırsa. Zira bugünün iki büyük ekonomi devi Japonya ve Kore de yıllar önce bu yolu seçti. Kendi özgün teknolojilerini ve ürünlerini elde edene kadar Batı’nınkileri kopyaladılar. Ancak bu işi Çinliler kadar abartan herhalde hiç olmadı. Geçtiğimiz aylarda düzenlenen Şanghay Otomobil Fuarı’nı gezenler uluslararası markaların dünya lansmanları ve yeni modellerinin yanı sıra Çinli üreticilerin kopyalarını da ilgiyle izlediler.
ARAŞTIRMA - Türk'ün uyduyla imtihanı
0
yorum
31 Ocak 2012 Salı
zaman:
17:39
-
Edit entry?
Fırlatıldıktan 12 dakika sonra okyanus sularına gömülen TÜRKSAT 1A ile hüzünlü başlayan Türkiye’nin uydu macerası, milli uydu hedefiyle başka bir boyut kazandı.
“Geleceğin en etkili silahı da aracı da hiç kuşkunuz olmasın uçaklardır. Bir gün insanoğlu uçaksız da göklerde yürüyecek, gezegenlere gidecek, belki de aydan bize mesajlar yollayacaktır. Bu mucizenin tahakkuku için iki bin yılını beklemeye hacet kalmayacaktır. Gelişen teknoloji bize daha şimdiden bunu müjdeliyor…” İnsan yapımı ilk uydu olan Sputnik (SSCB) fırlatılmadan 21 yıl önce, 1936’da sarf edilen bu sözler herhangi bir ABD’li ya da Avrupalı lidere veya bilim adamına ait değil… Eskişehir Tayyare Alayı’nı ziyaret eden Mustafa Kemal Atatürk’ün sözleri bunlar. Gazi, alayın onur defterine yazdığı bu satırları, “Bize düşen görev ise Batı’dan bu konuda fazla geri kalmamaktır…” temennisiyle noktalıyordu.
ARAŞTIRMA - En çok kazanan sanatçılar
0
yorum
27 Ocak 2012 Cuma
zaman:
15:10
-
Edit entry?
2000-2010 arasında hangi sanatçı, ne kadar kazandı? Devlete ne kadar vergi ödedi? İşte vergi rekortmeni sanatçıların 11 yıllık kazançları ve ödedikleri vergi miktarı.
Pahalı arabalar, göz kamaştıran mücevherler, ünlü modacıların elinden çıkan pırıltılı kıyafetler, gösterişli evler… Herhalde onlar kadar yaşantılarına imrenilen bir başka meslek grubu daha yoktur. Ekranda sohbetini dinlediğimiz, sahnede güldüğümüz, beyaz perdede filmini seyrettiğimiz, radyodan şarkılarını dinlediğimiz insanlar. “Sanatçılar”... Yaşamlarının gazetelerin ikinci sayfasına yansıyan detayları kadar merak edilen bir başka konu da kazandıkları para. Acaba kim, ne kadar kazanıyor? Geçtiğimiz 11 yılda hangi sanatçının hem Türk lirası hem de dolar üzerinden ne kadar kazandığını araştırdık. Bu sürede kimin, ne kadar vergi ödediğini hesapladık. İşte milyonları peşinden koşturan insanların milyonluk kazançları…