ARAŞTIRMA - Böcek kaçakçıları cirit atıyor


bitki, böcek, kaçakçılık, kelebek, lale Edit posts?
100 bin tür böceğe, 4 bin 800’ü endemik 12 bin 800 tür bitki cinsine sahip Türkiye kaçakçıların gözdesi oldu. Koleksiyonerler ve doğa tarihi müzeleri böceklerin baş alıcısı. Anaç olarak kullanılan soğanlı ve yumrulu bitkiler ise önce çoğaltılıyor sonra tanesi onlarca euro’ya satılıyor. M.Ö. 2640 yılında, Çin İmparatoru Hoangti, bir tırtılın dut yaprağı yediğini ve koza ördüğünü görünce konuyu inceleme görevini Kraliçe Xi Ling Shi’ye verir. Kraliçe çay fincanına düşerek yumuşayan kozadan iplik elde edilebileceğini keşfeder ve böylece ipeğin günümüze kadar süren serüveni başlar. İpek Yolu sayesinde kumaşlar karadan batıya ulaşır. Yurt dışında lüks tüketim maddesi olarak kullanılmaya başlayan ipek sayesinde büyük ün ve para kazanan Çin, ipekböcekçiliğini devlet sırrı sayar. Bilginin Çin toprakları dışına kaçırılması ölümle cezalandırılır.
Gizlilik 3 bin yıl kadar sürse de MS 149’da Türkistan’ın Hotan eyaleti Hakan’ı ile evlenen bir Çin Prensesi zenginliğini sürdürmek ve eşine değerli bir hediye götürmek için ipekböceği tohumlarını saçlarının arasında kaçırınca sır ortaya çıkar. Konfüçyüs’ün naklettiği bu hikaye muhtemelen dünyadaki ilk böcek kaçakçılığı, yüzyıllar sonra Bizans İmparatoru Jüstinyen’in iki rahibinin İran dolaylarında hem ipekböcekçiliğini öğrenip hem tohumları kamış bastonlarının içinde İstanbul’a kaçırmaları ise ilk sanayi casusluğudur.
Bitki ve böcek kaçakçılığı tarih kadar eski olsa da Türkiye kamuoyu, birkaç ay önceki operasyonlara kadar olaydan bihaberdi.Konuya gözlerin çevrildiği ilk tarih geçtiğimiz Haziran ayı. Dünyada sadece Erzurum Karayazı'da yetişen bir tür ters lale olan çiçeğin son kalan 57 adet soğanını sökerek yurt dışına götürmeye çalışan 2 Hollandalı, Kapıkule Sınır Kapısı'nda yakalanmıştı. Araçta yapılan aramada ters lalelerin yanı sıra çoğu endemik 160 türe ait 5 bin 236 adet bitki tohumu, kökü ve fidesi ele geçirilmişti. Temmuz’da ise şimdiye kadar ki en büyük böcek kaçakçılığı ortaya çıkarılmıştı. Çeşitli bölgelerden topladıkları böcekleri, kaçırmaya çalışan Çek Cumhuriyeti uyruklu 6 kişi yakalanmış, araçta yapılan aramada, kutular içine gizlenmiş 48 türe ait toplam 6 bin 14 adet böcek bulunmuştu. Böceklerin çoğunun “Coleoptera” familyasına ait halk arasında bilinen adıyla uğur böceği, kara fatma, geyik böcekleri türleri, “Heteroptera” familyasına ait süne, kımıl, ağustos böceği türleri, “Diptera” familyasına ait sinek türleri ve “Hymenoptera” grubuna ait arı türleri olduğu belirlenmişti. Bilirkişi raporunda; İç Anadolu'nun kuzeyi ve Karadeniz’den toplanan böceklerin maddi değerinin 500 bin lira olduğuna yer verilmişti.Yine Temmuz’da Artvin'in Yusufeli ilçesi kırsalında kelebek ve böcek toplayan iki kişi gören köylüler Jandarma’ya ihbarda bulunmuş ve gözaltına alınan Rus turistlerin çantasında 650 kelebek ve böcek ele geçirilmişti.Ayrıca 2007 yılında Makedonya uyruklu bir kişi Artvin'de topladığı 1450 kelebeği, 2008 yılında da Alman uyruklu bir kişi yine Artvin'de topladığı 350 adet çeşitli türde böceği yurt dışına çıkarırken İpsala ve Kapıkule gümrük kapılarında yakalanmıştı. Vakalardan da anlaşılacağı üzere son yıllarda Türkiye’den bitki ve böcek kaçakçılığı oldukça revaçta!
Eşsiz coğrafyası Türkiye’yi cazip kılıyor 
En genel sorudan başlayalım… Peki neden? Elbette temel sebep ekonomik… Diğer neden ise Türkiye’nin benzersiz konumu ve sahip olduğu tür zenginliği. Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bitki Koruma Bölümü Öğretim Üyesi Prof Dr. Serdar Tezcan, üç kıtanın kesiştiği alanda yer alan Türkiye’nin çok özel bir coğrafyaya sahip olduğundan canlı türlerinin çeşitliliği açısından büyük önem taşıdığını söylüyor. Dünyada bir milyonun üzerinde, Türkiye’de ise 100 bin civarında böcek türü olduğunun tahmin edildiğini anlatan Tezcan, “Türkiye’ye özgü türlerin oranı ise böcek gruplarına göre değişmekle birlikte tür sayısının yüzde 10 ile 50 arasında bulunuyor. Bu oranın yüksekliğinin kökeninde, Türkiye’nin özel konumunun büyük rolü var” diyor.
İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmasötik Botanik Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Neriman Özhatay da Türkiye’nin yabani çiçekli bitkiler açısından bir cennet bahçesi olduğunu aktarıyor ve nedenlerini sıralıyor: “Türkiye bitkilerin yaşam alanları ve buna bağlı olarak da çeşitlilik açısından oldukça zengin. Ülkemizin coğrafi konumu, çeşitli coğrafik yapılara ve farklı ana kaya/toprak tiplerine sahip olması, değişik iklim tiplerinin etkisinde oluşu, üç farklı fitocoğrafik bölgenin (bitki coğrafyası) etkisinde bulunması bu zenginliğin temelini teşkil ediyor. Avrupa ve Asya kıtalarının birleştiği yerde dört farklı iklimin yaşandığı Türkiye, Avrupa–Sibirya, Akdeniz ve İran–Turan bitki coğrafyası bölgelerinin buluştuğu dünyadaki tek ülke. Tüm bunlara bağlı olarak da Türkiye, sahip olduğu yaklaşık 12 bin 800 eğrelti ve tohumlu bitki taksonu (Canlıların sınıflandırılması) ile dünyanın ılıman iklim kuşağındaki en zengin tür çeşitliliğine sahip ülke. Floranın üçte birinden fazlası (yaklaşık 4 bin 300 takson) endemik. Böylesine yüksek oranda tür çeşitliliği ancak tropik ülkelerde görülebilir.”
Kaçakçılık sayısındaki artışın nedenleri konusunda ise iki bilim insanı da aynı görüşte. Aslında kaçakçılığın uzun süredir sürdüğünü fakat insanların bu konuda bilinçlenmesi ve olayların artık basında sıkça yer bulmasıyla artış yaşanıyormuş gibi göründüğünü dile getiriliyorlar. Başta da söylediğimiz gibi hem bitki hem böcek kaçakçılığının ana motivasyonu, para… Prof. Dr. Tezcan, Türkiye’den toplanan böceklerin koleksiyonculara veya çeşitli ülkelerdeki doğa tarihi müzelerine satıldığına dikkat çekiyor. Fiyatta belirleyici olan unsurları ise renk, yapı, büyüklük gibi ölçütler ile türlerin nadir bulunması olarak gösteriyor Tezcan: “Böcekler içinde kelebekler ve kızböcekleri görünümlerinin güzelliği nedeniyle geçmişten beri dikkat çekiyorlar. Kelebeklerden Apollo Kelebeği’ni öncelikle saymak mümkün. Buna pek çok kelebek türü de eklenebilir. Ama kaçırmaya konu olan böcekler sadece bunlarla sınırlı değil. Bunlara ek olarak, geyikböcekleri, gelinböcekleri, koşucu böcekler gibi pek çok gruptan böceğin de kaçırmaya konu olduğu biliniyor.”
Ekonomik bakımdan insanlara yarar sağlayan ipekböceği, balarısı, bombus arısı gibi bazı türlerin de geçmişten bu yana sıkça yurt dışına kaçırıldığını ve götürüldükleri ülkelerde yetiştirilerek büyük gelir sağlandığını söylüyor Tezcan: “Bitkilerin tozlanmasında çok etkili olan Bombus arılarının uzun yıllar Türkiye’den toplanarak, başta Hollanda ve Belçika olmak üzere yabancı ülkelere kaçırıldığı ve seralarda kullanıldığı biliniyor. Bu ülkelerde bu tür yararlı arılar yasalarla koruma altındadır ve doğadan toplanmaları yasaktır. 1990-1992 arasında koloni oluşturacak 5 bin 500’den fazla ana arının anılan ülkelere kaçırıldığı o yıllardaki belgelerden anlaşılıyor.”

Bitkileri anaç olarak kullanıyorlar
Bitki kaçakçılığında ise durum biraz daha komplike bir ticarete dönüşmüş durumda. Neriman Özhatay, Türkiye’den toplanan örneklerin genellikle nadir ve endemik bitkilere ait soğan/yumru veya tohumlar olduğunu aktarıyor. Nadir ve endemik oldukları için ekonomik değerlerinin yüksek olduğuna dikkat çekiyor Özhatay ve ekliyor: “Yurt dışına ticari amaçla götürülen bitki türleri çoğunlukla geofit dediğimiz toprak altında kışı geçireceği soğan/ yumru şeklinde bir gövdesi olan bitkiler. Kardelen, lale, çiğdem, ters lale örnek olarak gösterilebilir. Bu bitkiler erken ilkbahar ve sonbaharda çiçek açarlar, bahçelerde ve parklarda başka bitkilerin olmadığı dönemlerde çiçek açtıkları ve gösterişli oldukları için tercih edilir. Ülkemiz geofitler bakımından çok zengin ve bu bitkilerle ilgilenenler için bir cazibe merkezi.”
Bir başka noktaya daha dikkat çekiyor Özhatay ve “Ticari amaçlı bu bitkileri toplayanlar sıradan kişiler değil. Geofitleri tanıyan, yayınları takip edenler. Toplanan soğan ve tohumlardan bu bitkileri üretmeyi biliyorlar. Topladıklarını doğrudan satmak yerine anaç olarak kullanıyorlar ve üreterek satma yoluna gidiyorlar” diyor. Türkiye’den yurt dışına kaçırılan çiçek soğanlarının fiyatının türüne, nadirliğine ve endemik oluşuna göre değiştiğini söylüyor Özhatay ve “Tek bir soğan 20 TL olan da var, 10 tanesi 5 TL olan da…” diye ekliyor.
Son olarak operasyonlarda yakalanan kişilerin kendilerini savunmak için sıkça başvurduğu bilimsel amaçlı kullanım tezi konusunda da söyleyecekleri var iki bilim insanının. Neriman Özhatay, bu konudaki görüşlerini,  “Ticari amaçla doğal bitkilerimizden soğan/yumru toplanması yasaktır. Bu tip için izin verilemez. Bilimsel amaçla ise izin alınması gerekli. İzin almak için bulundukları ülkenin Türkiye büyükelçiliklerine başvurularını yapmaları gerekir. Bilimsel araştırma için bile olsa gerekli işlemleri yapmadan yurt dışı gen kaynakları olarak isimlendireceğimiz bu örnekleri götürmek yasaktır” sözleriyle özetliyor.
Tezcan ise “Bütün sorun da burada yatmaktadır. Bilim insanlarıyla kaçakçıları, doğaseverler ile doğa düşmanlarını ayırmak kolay değil” diyor bu konu hakkında ve farklı bir noktaya işaret ediyor: “Biyolojik çeşitlilik konusunda bilinç oluşturmada tüm dünyada yerel ve ulusal doğa tarihi müzelerine büyük görevler düşmüştür. Bazı ülkelerde onlarca hatta yüzlerce doğa tarihi müzesi bulunmaktadır. Türkiye’de ise 21’inci yüzyılın ilk on yıllık dilimini geride bıraktığımız şu günlerde hâlâ bu konuda bir ulusal müzemizin olmaması büyük bir eksikliktir.”


Bu haber CNBC-e Business dergisinin Ekim 2011 sayısında yayınlandı.
« Önceki
 
Sonraki »
 

0 yorum:

Your comment / ARAŞTIRMA - Böcek kaçakçıları cirit atıyor